Hürmüz Boğazı ve Küresel Enerji Ticareti
Hürmüz Boğazı, dünya petrol ticaretinin büyük bir kısmının gerçekleştiği stratejik bir geçiş noktası olarak ön plana çıkıyor. ABD Enerji Bilgi İdaresi (EIA) verilerine göre, 2023 yılında günde ortalama 20,5 milyon varil ham petrol boğazdan taşındı. Bu miktar, küresel deniz yolu petrol arzının yaklaşık %33’üne denk geliyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri arasında yer alan Katar gibi ülkeler için sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı açısından da hayati bir öneme sahip.
Enerji uzmanları, Hürmüz Boğazı’nın kapanmasının petrol fiyatlarında ciddi bir artışa neden olabileceğini ve küresel enflasyonu tetikleyerek ekonomik dengeyi bozabileceğini belirtiyor. Özellikle 2011 yılında yaşanan benzer bir durumda, İran’ın boğazı kapatma tehdidi, Brent petrol fiyatının 125 doları aşmasına neden olmuştu. Bugünün koşullarında ise uzmanlar, bu tür bir krizin etkilerinin çok daha yıkıcı olabileceğini öngörüyor.
‘SAVAŞ EYLEMİ’ STATÜSÜ
Hürmüz Boğazı’ndaki kriz, sadece enerji sektörünü etkilemekle kalmayıp askeri ve diplomatik sorunlara da yol açabilir. İran’ın ABD’ye ait üsleri hedef alabileceği belirtilirken, uluslararası hukuka göre deniz yollarının kapatılması “savaş eylemi” olarak kabul ediliyor. Bu durum, NATO’nun müdahalesine zemin hazırlayabilir. Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikaları Merkezi’nden Prof. Jason Bordoff, bu konuda “Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece enerji krizine neden olmakla kalmayıp sigorta, lojistik, deniz hukuku ve uluslararası güvenlik gibi alanlarda da domino etkisi yaratabilir. Küresel sistemin kırılganlığı bu boğazda belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.” açıklamasında bulundu.
PROGRAM DEVAM EDECEK
İran Atom Enerjisi Kurumu, ABD’nin saldırısını doğrulayarak uluslararası yasal süreç başlatacaklarını ve nükleer programlarını sürdüreceklerini duyurdu. Orta Doğu’daki gerilim, bu tehdit ile birlikte tehlikeli bir seviyeye ulaşmış durumda.